Her evlilikte olabileceği gibi, eşler evlilikleri süresince bazı durumlarda mal sahibi olabilmekte ve eşler birbirinden bağımsız olarak evlilikleri içinde şahıslarına ait mal varlığı edinebilmektedir. Evlilikteki mal paylaşımı rejimi, evlilik içerisinde edinilen malların kişilerin kendi isteklerine göre mal üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine engel teşkil eden istisnai bir durum olarak tasavvur edilse de eşlerin mülkiyet sahibi olma durumlarında boşanma halinde bazı özel hükümler geçerli olabilmektedir.
Bu mesleki makale veya dilekçe, herhangi bir ticari kazanç hedefi olmaksızın, mesleki çalışmalarımızı internet ortamında sürdürmek, meslektaşlarımıza destek sağlamak, büromuzun uzmanlaştığı alanlar hakkında bilgilendirme yapmak ve bilimsel araştırmalarımızı paylaşmak amacıyla hazırlanmıştır. Yoğun emek ve zaman harcanarak, somut verilere dayalı ve mesleki teknik araştırmalar ışığında oluşturulan bu içerik, avukatımız tarafından, reklam yasağı yönetmeliğinin 6. ve 7. maddeleri dikkate alınarak kaleme alınmış ve yayımlanmıştır. Hukuki danışmanlık veya ücretli avukatlık hizmeti almak için lütfen kendi avukatınıza başvurunuz.
Söz konusu bu hükümler, katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı davası ya da istemi ile görülebileceği gibi özgülenme şeklinde de gerçekleşebilmektedir. Eşlerin paylı mülkiyetinde bulunan bir malın eşlerden birine özgülenmesi durumu ise eşler arasında mal rejimi hükümleri sona erdiğinde eğer evlilikte paylı mülkiyete konu olan bir mal var ise malı asıl sahiplenen eşin kendi yararına olacak şekilde malın bedelinin ödenmesi gerekliliği söz konusudur.
Eşlerin Mal Paylaşımı
Konu İçeriği
Eşlerin evlilik içerisinde mal edinme durumları söz konusu olabilmektedir. Ancak evlilik sona erdiğinde ve boşanma süreci başladığında, yasal bir uygulama olarak evlilik içerisinde edinilen malların eşit olarak paylaşılması durumu söz konusu olabilmektedir. Eşlerin mal paylaşımı dikkate alındığında mal paylaşımı boşanma davası ile beraber görülmemektedir.
Mal paylaşımı davasının boşanma davasından sonra açılması ve gerekli araştırmaların ve delillerin dikkate alınması gereklidir. Bazı istisna durumlarında boşanma davası ile beraber ayrı bir dava olarak açılan mal davalarında ise, eşler arasında mal paylaşımının yapılabilmesi için boşanma davasının asıl ve kesin olarak sonuca bağlanması gereklidir.
Buna göre öncelikli olarak boşanma davası görülür ve kesin olarak sonuç hükme bağlanır, daha sonrasında ise boşanma davasının hükümleri uyarınca mal paylaşımı hakkında detaylar görülmeye başlanır ve nihai karar verilir.
2002 yılındaki Medeni Kanun hükmünde mal rejimi ile ilgili hüküm yeniliğinden sonra evlilikte elde edinilen malların evlilik sona erdiği koşulda eşler arasında eşit olarak bölünmesi uygulamasının hala devam etmesi ile beraber, istisna durumları haricinde boşanma durumlarında da eşler arasındaki mallar yarı yarıya paylaşılmaktadır.
İstisna durumları genelde değer artış payı alacağı, katkı payı alacağı ve katılma alacağı olarak üç farklı talep dile getirilebilmektedir. Eşlerin paylı mülkiyetinde bulunan bir malın eşlerden birine özgülenmesi durumu ise aile konutu özelinde gerçekleşebilen bir durum olmakla beraber, söz konusu konut üzerinde eşlerin ekonomik ve de sosyal yaşantılarına bağlı olarak miras ve tapu özelindeki katkı payları da dikkate alınarak gerçekleşebilmektedir.
Tarafların sunduğu ispat durumlarındaki hak talebine ilişkin yasal durum kanıtlanınca, katılma durumuna ilaveten bedelin ödenmesi ya da ilgili tescil işlemlerinin yapılması halinde konut ya da mallar üzerindeki tapu kaydı iptal edilerek yeniden tescillenme işlemi yapılabilmektedir.
Evlilikte Mal Paylaşımı
Eşlerin kurduğu evlilikler, boşanma durumu ile sonuçlanabilmektedir. Boşanama durumunda ise merak edilen hususlardan birisi evlilikte mal paylaşımı konusu olabilmektedir. Buna göre mal rejimi hükmü uyarınca evlilik sürecinde elde edilen malların eşit olacak şekilde iki eş arasında paylaşımı istisna durumları haricinde gerçekleşmektedir.
Kısacası evlilik içerisinde elde edilen mallar, eşler arasında eşit olarak bölünmekte, bir diğer deyişle, elde edilen mallar her iki şe ede aittir. Mal paylaşımının gerçekleşebilmesi için boşanma davası hükümleri ele alınmalı ve boşanma davası sonucuna göre mal paylaşımı davasının görülmesi gerekmektedir.
Eşlerin paylı mülkiyetinde bulunan bir malın eşlerden birine özgülenmesi için ise hak iddia eden tarafın, söz konusu mal ya da mal varlığı ile ilgili olarak ortaya çıkan fark bedelinin ödenmesi ile gerçekleşmektedir.
Aile konutunun özgülenmesi ne demek?
Aile konutunun özgülenmesi, Türk Hukuku’nda aile hukuku kapsamında önemli bir konsepti ifade etmektedir. Aile konutu, bir ailenin barınma ihtiyacını karşılayan ve genellikle aile fertleri tarafından ortak kullanılan bir mülkiyet şeklidir. Bu makalede, aile konutunun özgülenmesi kavramı hukuki açıdan ele alınacak, Türk Hukuku’ndaki mevzuat ve içtihatlar çerçevesinde detaylı bir inceleme sunulacaktır.
Aile Konutunun Tanımı ve Önemi:
Aile konutu, bir ailenin sürekli olarak barınma amacıyla kullandığı taşınmaz malı ifade eder. Bu konut, genellikle aile üyelerinin birlikte yaşamasına ve aile bağlarını güçlendirmesine yönelik önemli bir role sahiptir. Aile konutu, aile içindeki huzurun ve istikrarın devamını sağlayan bir unsurdur.
Aile Konutunun Özgülenmesi:
Aile konutunun özgülenmesi, genellikle boşanma veya mal rejimi sözleşmeleri gibi durumlarla ilişkilidir. Boşanma durumunda, mahkeme kararı ile aile konutunun özgülenmesi söz konusu olabilir. Bu durumda, aile konutu bir eşe tahsis edilirken, diğer eşe mal paylaşımı yapılır. Bu süreç, taraflar arasında anlaşmazlık durumunda mahkeme tarafından da düzenlenebilir.
Türk Hukuku’nda Aile Konutunun Özgülenmesi:
Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma durumunda aile konutunun özgülenmesi, mahkeme tarafından karara bağlanır. Mahkeme, tarafların durumunu göz önünde bulundurarak adil bir çözüm üretir. Eğer taraflar anlaşmazsa, mahkeme aile konutunu bir tarafına tahsis ederken, diğer tarafa da tazminat veya mal paylaşımı şeklinde bir çözüm önerir.
Sonuç; Aile konutunun özgülenmesi, aile hukuku içinde hassas bir konudur ve taraflar arasındaki ilişkileri derinden etkileyebilir. Türk Hukuku’nda bu konuda net düzenlemeler bulunsa da her durumun kendine özgü olduğu göz önüne alınmalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Evlilik defterine imza atıldıktan sonra o evlilik içerisinde birlikte edinilen mallar boşanma durumunda yarı yarıya olarak ortak paylaşılmaktadır.
Evlilik defterine imza atıldıktan sonra o evlilik içerisinde birlikte edinilen mallar boşanma durumunda yarı yarıya olarak ortak paylaşılmaktadır.
Mal paylaşımı davası boşanma tarihinden sonra 10 sene içerisinde açılması gerekmektedir. 10 sene sonra talepte bulunulamaz.